İsimsizler 2. Bölüm Sözleri
İsimsizler 2. Bölüm Sözleri |
Dayı Silahını kullanırken şu ayeti okur. Enfal-17
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
فَلَمْ تَقْتُلُوهُمْ وَلَكِنَّ اللّهَ قَتَلَهُمْ وَمَا رَمَيْتَ إِذْ رَمَيْتَ وَلَكِنَّ اللّهَ رَمَى وَلِيُبْلِيَ الْمُؤْمِنِينَ مِنْهُ بَلاء حَسَناً إِنَّ اللّهَ سَمِيعٌ عَلِيمٌ ﴿١٧﴾
Fe lem taktulûhum ve lâkinnallâhe katelehum, ve mâ rameyte iz rameyte ve lâkinnallâhe ramâ, ve li yubliyel mu’minîne minhu belâen hasenâ(hasenen), innallâhe semîun alîm(alîmun).
Diyanet Meali: (Savaşta) onları siz öldürmediniz, fakat Allah onları öldürdü. Attığın zaman da sen atmadın, fakat Allah attı. Mü’minleri, tarafından güzel bir imtihanla denemek için Allah öyle yaptı. Şüphesiz Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.
Kaymakam Fatihin 9 Şehit ardından söyledikleri.
“Bu gece dokuz şehidimiz var. Dokuz şehit dokuz tabut demektir. Dokuz mezar, dokuz mezar taşı demektir. Peki ya başka… Dokuz Ay-Yıldızlı bayrak, dokuz acı haber, ateş düşen dokuz ev demektir. Gözü yaşlı dokuz anne demektir. Gözünün yaşını içine akıtan ama şehit oğullarının ardından sıradağlar gibi dimdik duran dokuz baba demektir. Yarım kalmış hikâyeler, vuslata varamamış sevdalar demek. Nikâh defterine adını yazamayan ama yârinin ismini yüreğine kazıyan nişanlılar demektir. Babasının elinden tutmuş çocukları gördükçe bir ömür ama bir ömür içindeki yarayı kanatacak yetimler demektir. Oğlunun mürüvvetini göremeyen analar en mutlu gününde dahi annesinin yanındaki boş sandalyeye bakıp ağlayan gelinlik kızlar demektir.”
“Virankaya için dokuz adam toprağa düştü bu gece. Sırf insanlar evinde rahat uyusun diye. Sırf vatan toprağı işgal edilmesin diye. Haritada belki de yeri bulunmayacak küçücük ilçede, dokuz kahraman ölümün üzerine yürüdü bugün. Dokuz eve ateş düşecek bu gece ve bu haber SON DAKİKA diye haykıran bir alt yazı ile duyulacak. Ekranların alt yazısı kahramanların alın yazısıdır.”
Kahvede kaymakamı eleştirdiklerinde Yüzbaşı Olcay’ın söyledikleri.
“O kurşunlar size değmesin diye kendini siper eden bir insanlar var karşında.”
“Fırat kenarında çalınan koyunun vebali benim boynumadır. Dün şehit olan kardeşlerimin vebali benim boynumadır. Yüküm ağar, taşıması zor biliyorum. Ama bu yükü daha da ağırlaştıranlara müsaade etmeyeceğim. Hepimiz ayağa kalkacağız. O katillere inat ayağa kalkacağız. Yaşatmaya ve yaşamaya devam edeceğiz inatla. Hiç kuşkunuz olmasın.“ (Kaymakam Fatih)
“Nevruz Sizin için barış demektir. Ama bu eylem demek, dehşetli olacak canlı bomba eyleminin faili olarak devlet gözükmelidir. Bunun için kendini feda edecek bir piyon lazım.” (Otto)
“Dünyanın her yerinde bulundum. Yugoslavya parça parça olurken sınırları ben çizdim. Afrika’da diktatörler soykırım yaparken, elmaslarının paylaşımını ben yaptım. Ama Ortadoğu çok başka, çok çok başka. Çok ilginç, çünkü burada hiç düşünmeden canını verecek insanlar var.” (Otto)
“Bataklığı kurutmadan sivrisinek avlamaya çalışıyoruz.” (Kaymakam Fatih)
“Burada şehitler yatıyor. Onlara bakıp ta özenmiyorsam, yüreğim tam orta yerinden çatlasın. Ama böyle ne olacak, biriniz deyin bana böyle ne olacak, her gün omuz omuza silah çattığım arkadaşlarımı toprağa verip, onların cenazesini televizyonlarda izlemek ağır geliyor. Belki devlet zor durumda, belki müdahale edemiyor. O zaman biz ne işe yarıyoruz. Ama orada şehitler varsa Elhamdülillah burada da yiğitler var. Size yemin ediyorum bu akan kanın hesabı sorulacak.”
“Bu coğrafya çok ihanet gördü. Ama bu tarih hiçbirinin zafere ulaştığını görmedi. Yine görmeyecek. Göstermeyeceğiz.”