Damar Sözler

En Güzel Damar Sözler 2018

Her güzel sözün yer aldığı bu sitede sizlere şimdi de bu güzel sözler sayfasında en damar sözleri hazırlamaya çalıştık. Bu sayfada yer alan bu ağır damar anlam içeren bu güzel sözleri kime isterseniz kısa sms ile yollayın ya da sosyal medyada dilediğiniz gibi paylaşın.Damar Sözler Kısa, Damar Aşk Sözleri, Damar Sözler Sevgiliye, Damar Sözler Uzun, Damar Sözler Anlamlı, Damar Sözler Jilet, Damar Sözler Kapak, Damar Sözler Facebook, Ağır Damar Sözler
Boş verdiğin kadar huzurlu, takmadığın kadar mutlusun.
Gülüşlerim; acılarımı örtmeye çalışan ağır işçilerdir.
Kendinden nefret edip ayna parçalamak kolay, sorun sonrasında ortaya saçılan binlerce “seni” kim temizleyecek..
Bana ‘Nerelisin’ diyorlar. Seni gösterip ‘Oralıyım’ diyorum. Sana ‘Nerelisin’ diyorlar; ‘Oralı’ bile olmuyorsun.
Düzen bu: Kadın ağlar, erkek bakar. Kadın duyar, erkek duymaz.. Kadın sorar, erkek susar. Kadın gider, erkek içer…
Her ayrılış, ölümün önceden alınan bir tadı gibidir, tekrar bir araya geliş de yeniden dünyaya gelişin önceden alınan bir tadı gibidir.
Kalp mi insana sev diyen yoksa yalnızlık mı körükleyen? Sahi nedir sevmek; Bir muma ateş olmak mı, yoksa yanan ateşe dokunmak mı?
Gözbebeklerinde kendim yerine başkasını gördüğüm insan; yalan söylerken bile nasıl bu kadar masum durabiliyordun?
İnsanlar gelmeleriyle yalnızlıklarını dağıtanları severler, gitmeleriyle kendilerini yalnız bırakanlara aşık olurlar.
Bir şey söyle bana. İçimdeki kayayı kaldırıp atacak bir şey söyle. Nefes alabileceğim bir şey de bana.
Papatya fallarının her zaman tek bir sonucu vardır; elinize bakarsanız ve size kalan tek şeyin bir  sap olduğunu görürsünüz.
Bir adın kalmalı geriye, Bir de o kahreden gurbet. Beni affet.Kaybetmek için erken, sevmek için çok geç!
Hatırlamak için bir hafızamız varken, unutmak için elimizde hiçbir şeyin olmaması; hayatın bize attığı en büyük kazıktır.
Sen gittikten sonra yalnız kalacağım. Yalnız kalmaktan korkmuyorum da, ya canım ellerini tutmak isterse?
Hiç kimsenin iyi gelmediği yerden sarıyorsun yaralarımı, hiç kimsenin dokunamadığı yerden kanatıyorsun sonra.
Kirli bir çocuk yüzüyüm kapında; ama dünyanın en temiz gözleriyle bakıyorum sana. “Şeker değil istediğim, yüreğini koy avuçlarıma.”
Sizin hiç, varlığı yokluğunuz olan bir aşkınız oldu mu? Ve içinde “Kal” saklayan bir “Git”iniz? Benim oldu.
Kötü biri olduğumu söyleyenlerin hepsi, sahip olduğum iyi niyetlerimin katilleriydi.
Hayatta öyle insanlarla birlikte olacaksın ki; Onlar için ‘İyi mi?’ diye sormadan ‘İyi ki’ var diyebilesin!
Beklemek; Şimdi hiç duymayan birine, dünyanın en güzel şarkısını söylemek kadar anlamsız.
Hiç kimse geriye dönüp yeni bir başlangıç yapamaz fakat herkes bugüne başlayıp yeni bir son yaratabilir.
Bazen bir şeyler yazarsın ona, yazar silersin, yazar silersin… O hiçbirini okumamış olur ama sen hepsini söylemiş olursun.
Gidebilirsin ya da beni unutabilirsin.  Ama ben yokmuşum gibi yaparsan eğer, hiç olmamışsın gibi davranırım! Kıvranırsın.
Seni hatırlatan her şeyde, katledilmiş mutluluklarım var. Her gülüşüm kanla karışık yağmurlu şimdi.
Boynu bükük duruyorsam eğer; içimden öyle geldiği için değil, yüreğimden gidenler olduğu içindir!
Dünyada akla değer veren yok madem, aklı az olanın parası çok madem, getir ordan şu rakıyı, alsın aklımızı: Belki böyle beğenir bizi elalem!
Ben genelde sırılsıklam aşık oluyorum, ama bir de bakıyorum ki bu aşkta ıslanan yine sadece ben oluyorum.
Şimdi sen; Uzattığın elini tutmayan ele mi dargınsın, yoksa tutmayacak bir ele uzattığın için, kendine mi kızgınsın?
Ben bu hayatta sadece iki kişiye güvenirim. Bunlardan biri benim, diğeri de sen değilsin.
Okumayı öğrenen çocuk gibi hecelerken ismini, “aşk” oldu dilim damağım. Susadım bu gece sana.
Hayatın en hüzünlü anı, mevsimine kapıldığın kişinin bahçesinde açabilecek bir çiçek olmadığını anladığın andır.
Sen mi soruyorsun bana yalnızlığı sever misin diye? Ben ki; ‘çayı bile iki şekerli içerim, birlikte erisinler diye!
Parlatıcıyla aydınlanmaz gelecek, fön çekince düzelmez hayat ve fondötenle kapanmaz yaralar.
Her gün biraz daha artan sensizliğe kafa tuttum. Ama mutlu ol seni unutamadığım yerde kendimi unuttum.
Yolların uzaklığı fark etmezdi seven yürek için. Bahaneler üretiyorsa gel vazgeç. Değmez üzülmeye, yalan bir sevda için.
Aslında söylediklerimden çok, sakladıklarımda gizliyim. En iyisi anlamak için konuştuklarımdan çok, sustuklarıma kulak verin.
Başkalarının hatalarından ders alın. İnsan bütün hataları kendi yapacak kadar uzun yaşamıyor.
Cesaret bir gaz pedalıdır ve korku da bir fren; hedefinize giderken ikisine de ihtiyacınız vardır.
Defolu şehirlerde ihraç fazlası kadınlarsa payına düşen, senden önce öpülmüş dudaklarda sana dair cümleler aramayacaksın.
Erkeklerin kalpleri yerine cüzdanlarında yaşayan kadınlar, ruhları yerine kalçalarının okşanmasına razı olmak zorundadır.
Tek dileğim ne biliyor musun? Gözlerimi kapamış senli hayaller kurarken, gözlerimi açtığımda yanımda olman.
Bazen doğru olanı yapmak için en çok istediklerimizden vazgeçmemiz gerekir. Hayallerimizden bile.
Yolcu denmez her gidene, herkes o yolun taraftarı olmayabilir. Hiçbir sürgün, gittiği yolu sevmez mesela.
Umut; insanın vazgeçemediği illüzyon.  Aynı anda en büyük güç ve en büyük zayıflık kaynağınız.
Gittin mi büyük gideceksin ayrılık bile gurur duyacak seninle.
Görünürde bir kusurumuz olmasa da birader. Kalbimizin damarları arkasında müebbet yemiş hayaller.
Tenine dokunabilmek mi? Hâşâ! Gözüm göz menziline girsin yeter. Hadi düş düşlerime; tutmayana aşk olsun.
Seni seviyorum. Yüreğime aktıkça damarıma kan olan, yokluğuyla intihar varlığıyla can olan.
Hiç kimse bir gülümsemeyi satın alabilecek kadar zengin değildir. Ama çok kimse gözden yaş akıtabilecek kadar ucuzdur.
Neden evlilik yüzüğü, yüzük parmağına takılır ki? Çünkü başka hiç bir parmağımızdan, direk kalbe giden bir damar yoktur.
Susmak kabullenmek değil cevaptır anlayabilene. Bil ki kısa cümleler kuruyorsa insan uzun yorgunlukları vardır sadece.
Pardon, buralarda bir kaç kırık kalp gördünüz mü? Size soruyorum bayan; Hiç aynı kalpte defalarca dirilip öldünüz mü?
Çektiğin acı kadar olgunlaşırsın diyorlar. Olgunlaşa olgunlaşa çürüdük bilmiyorlar.
Elimi sallasam ellisi diye bir şey yok güzelim; Daha dördüncüde ‘Kaşar’ damgası yersin.
Yaralarımda saklıyorum seni. Unutur gibi olunca kanatıyor, hasret gideriyorum. Zaman kapatıyor, ben kanatıyorum sürekli…
Maalesef doğmuşum bir kere, mecburen yaşıyorum. Doğarken neden ağladığımı yaşarken anlıyorum.
Aslında insanlar seni hayal kırıklığına uğratmıyor. Sadece sen, yanlış insanlar üzerinde hayal kuruyorsun.
Birini özlediğinizde üzülmek yerine özleyebilecek birine sahip olduğunuz için kendinizi şanslı hissetmeniz gerektiğini fark etmelisiniz.
“İhaneti” giymişsin yine üzerine. Ben sana demedim mi bu kadar şık olma sen her halinde “Şerefsiz”sin.
Bir hayli kırgınım. Kime olduğunu,  neden olduğunu bilmeden. Belki hayata, belki kendime, belki de dilimden düşmeyen keşkelere…
“Değiştin”diyorlar; Hayır, kabul etmiyorum! Sadece artık daha uzun susabiliyorum.
Öyle bir çık ki karşıma “Her baktığımda ilk defa görüyormuşum gibi, az kalsın ölüyormuşum gibi” hissedeyim seni.
Birbirimizin gözlerinin içine bakıp sevgimizi itiraf edememekti aşk. Ve gözlerinin içine bakıp nasılsın arkadaşım demekti intihar.
Kurduğumuz tüm hayallere rağmen değişmeyen dünyanın şerefine.
Issız bir yuva bile cennete dönüşebilirdi belki de, sıcak bir gülüşle ısıtılsaydı eğer.
İnsanları yalan söylediklerinde dinlemeyi severim. Çünkü; olmak istedikleri ama olamadıkları insanları anlatırlar.
Artık hayallerim suya düşecek diye kaygılanmıyorum. Çünkü, onlar düşe düşe yüzmeyi öğrenmişler.
Biz, aynı tavla tahtasında farklı iki pul gibiyiz. Öyle ya, ‘Birbirimizi kırmadan oyunu bitiremeyiz.’
Gece en karanlık ve ebedi göründüğü zaman gün ışığı en yakındır. Her gecenin bir sabahı vardır.

0/Yorum Yaparsanız Seviniriz/Yorumunuz Var

1) Yaptığınız yorumun, yazıyla alakalı olmasına özen gösteriniz.
2) Yazım ve dil bilgisi kurallarına mümkün olduğunca dikkat ediniz.
3) Kullandığınız üslubun sizi yansıttığını unutmayınız.


Daha yeni Daha eski